Sanat ve Yaratıcılık: Minik Sanatçılar Nasıl Desteklenir?
Dünkü yazımızda, eğitimin ana dilinin “oyun” olduğundan bahsettik. Bugün ise, bu dilin en şiirsel ve en kişisel lehçesini, yani “sanat”ı ele alacağız. Birçok anaokulunda sanat; öğretmen tarafından önceden kesilmiş şablonları yapıştırmak, belirli bir kalıba göre boyama yapmak veya 20 öğrencinin de birbirinin aynısı pamuklu kuzular yaptığı bir “etkinlik” olarak algılanır.
Bu, sanat değildir. Bu, talimat takip etmektir. Ve daha da kötüsü, çocuğun yaratıcılığını beslemek yerine onu öldüren bir yaklaşımdır.
Gerçek sanat eğitimi, “ürün”e değil, “süreç”e odaklanır. Çocuğun ne yaptığından çok, o esnada ne düşündüğü, ne hissettiği ve ne keşfettiği ile ilgilenir. Bir kurucu olarak, okulunuzun felsefesini bu iki yaklaşımdan hangisinin üzerine kuracağınıza karar vermelisiniz.
Büyük Fark: Ürün Odaklı Sanat vs. Süreç Odaklı Sanat
Okulunuzun farkını ortaya koymak için bu ayrımı net anlamalısınız.
Ürün Odaklı Sanat (Geleneksel):
Öğretmenin aklında bitmiş bir “model” vardır (Örn: Kağıt tabaktan bir uğur böceği).
Tüm çocukların aynı modeli yapması beklenir.
Öğretmen sık sık müdahale eder: “Hayır, benekleri oraya değil, buraya koy.”
Sonuç: Pano asılacak 20 adet birbirinin aynısı “mükemmel” uğur böceği ve “Ben öğretmeniminki gibi güzel yapamıyorum” diyen, özgüveni kırılmış çocuklar.
Süreç Odaklı Sanat (Modern ve İdeal):
Öğretmen sadece materyalleri sunar (Örn: Kırmızı-siyah boya, kağıt tabaklar, yapıştırıcı, oynar göz).
Çocukların materyalleri özgürce keşfetmesine izin verilir.
Öğretmen müdahale etmez, sadece gözlemler ve açık uçlu sorular sorar: “Kırmızıyı kullanmayı seçtin, harika! Bu renk sana ne hissettiriyor?”
Sonuç: Biri uğur böceği, biri uzay gemisi, biri de sadece renklerin karışımı olan 20 adet “benzersiz” eser. Ve en önemlisi, “Bunu ben yaptım!” diyen, problem çözen, karar veren ve kendini ifade edebilmiş mutlu çocuklar.
İdeal Sanat Atölyesi (Atelier) Nasıl Kurulur?
Reggio Emilia felsefesinin kalbi olan “Atelier” (atölye), sadece bir köşe değil, bir keşif laboratuvarıdır.
Ulaşılabilirlik ve Düzen: Materyaller dağınık bir kutuda değil, çocukların kolayca görüp alabileceği şeffaf, açık ve etiketli raflarda durmalıdır. Bu, çocuğa “burası senin alanın ve sen de bir sanatçı olarak bu materyalleri yönetebilirsin” mesajını verir.
Materyal Çeşitliliği: Sadece kağıt ve boya kalemi yetmez. Atölyenizde;
Doğal Materyaller: Kozalak, yaprak, taş, dal parçaları.
Geri Dönüşüm Materyalleri: Tuvalet kağıdı rulosu, kutular, plastik şişeler, kumaş parçaları.
Farklı Boyalar: Sulu boya, parmak boyası, guaj boya, akrilik.
Üç Boyutlu Malzemeler: Kil, oyun hamuru, teller, ipler, boncuklar.
“Dağınıklık Özgürlüğü”: Sanat kirlenmektir. Zemin kolay silinebilir olmalı, çocukların önlükleri bulunmalı ve “Aman etrafı kirletme” kuralı yerine “İşimiz bitince hep birlikte topluyoruz” kuralı geçerli olmalıdır.
Öğretmenin Rolü: Talimat Veren Değil, İlham Veren
Süreç odaklı sanatta öğretmenin rolü tamamen değişir. Öğretmen “nasıl yapılacağını” göstermez, çocuğun “kendi yolunu bulmasına” eşlik eder.
Gözlemle: Hangi çocuk hangi materyale ilgi duyuyor?
Açık Uçlu Soru Sor: “Bu ev mi?” gibi kapalı uçlu sorular yerine, “Bu çalışman hakkında bana biraz bahsetmek ister misin?” gibi açık uçlu sorular sorun.
Tekniği Değil, Malzemeyi Tanıt: Çocuğa “ağaç nasıl çizilir” diye göstermeyin. Ama “makas nasıl güvenli tutulur” veya “fırça boyadan sonra nasıl yıkanır” gibi teknik becerileri öğretebilirsiniz.
Velilerinize, okulunuzun neden “eve götürülecek mükemmel ürünler” peşinde koşmadığını, bunun yerine çocuklarının yaratıcılığını ve problem çözme becerilerini beslediğini anlattığınızda, farkınızı net bir şekilde ortaya koymuş olursunuz.
Veliler çocuklarından "eve götürecek bir ürün" görmek isterse ne yapmalıyım?
Bu, en sık karşılaşacağınız dirençtir. Velilerinize, "süreç odaklı sanatın" ne olduğunu veli bültenlerinizde ve toplantılarınızda sürekli anlatmalısınız. Panolarınıza çocukların "ürünlerini" değil, "üretim sürecindeki" fotoğraflarını asın ve altına "Burada, Ali renkleri karıştırarak yeni bir ton keşfediyor ve problem çözme becerisini geliştiriyor" gibi pedagojik açıklamalar yazın.
Her gün sanat etkinliği olmalı mı?
Geleneksel "etkinlik" anlamında hayır. Ancak sanat atölyesi (veya köşesi), serbest oyun zamanında çocukların her zaman ulaşabileceği bir alan olmalıdır. Sanat, bir ders değil, bir kendini ifade etme dili olarak her gün hayatın içinde olmalıdır.
Süreç odaklı sanat, çocuğun resim tekniğini geliştirmesini engeller mi?
Tam tersi. Çocuk, materyalleri özgürce deneyerek ve kendi hatalarından öğrenerek tekniğini çok daha kalıcı ve özgün bir şekilde geliştirir. Şablonlarla resim yapan çocuk, sadece o şablonu çizebilirken; süreç odaklı çalışan çocuk, gelecekte her şeyi çizebilecek yaratıcı potansiyeli korur.
Müzik ve drama da bu felsefeye dahil mi?
Kesinlikle. Süreç odaklı yaklaşım tüm sanat dalları için geçerlidir. Çocuklara belirli bir dans figürünü ezberletmek yerine, onlara müzikle bedenlerini özgürce hareket ettirecekleri bir ortam sunmak (yaratıcı drama/dans) aynı felsefenin parçasıdır.
Sanat atölyesi için pahalı materyaller almak şart mı?
Hayır. Hatta pahalı, tek kullanımlık "etkinlik kitleri" yaratıcılığı kısıtlar. En iyi sanat materyalleri; kutular, ipler, kumaş parçaları, tuvalet kağıdı ruloları gibi geri dönüşüm malzemeleri ve kozalak, yaprak, taş gibi doğal materyallerdir. Yaratıcılık, kısıtlılıktan doğar.
