Sosyal Medya Yönetimi: Hangi Platformda, Nasıl Bir Strateji İzlemeli?

Sosyal Medya Yönetimi: Hangi Platformda, Nasıl Bir Strateji İzlemeli?

Dünkü yazımızda, web sitenizin sizin “dijital tapulu mülkünüz” olduğunu, sosyal medyanın ise “kiralanmış bir dükkan” olduğunu söylemiştik. Ancak kabul etmeliyiz ki, hedef kitleniz olan veliler günlerinin büyük bir kısmını bu dükkanda, yani sosyal medyada geçiriyor.

Bir anaokulu için sosyal medya, sadece “Kayıtlarımız Başladı” posteri paylaşılacak bir ilan panosu değildir. Orası, okulunuzun günlük yaşamını, enerjisini, mutluluğunu ve felsefesini canlı yayınladığınız yerdir. Veliler, web sitenize girip “teknik” bilgileri (fiyat, konum, müfredat) alırlar; ancak Instagram hesabınıza girip o “hissi” ve “güveni” ararlar.

Peki, binlerce okul arasında kaybolmadan, velilerin dikkatini çekecek ve onları kayda dönüştürecek doğru sosyal medya stratejisi nedir?

1. Hangi Platform? (Enerjinizi Dağıtmayın)
Tüm sosyal medya platformlarında aynı anda var olmaya çalışmak, küçük bir ekip için imkansızdır ve verimsizdir. Enerjinizi velilerinizin olduğu yere odaklayın.

Instagram (Kral): Anaokulu hedef kitlesi olan 25-40 yaş arası annelerin açık ara en aktif olduğu platformdur. Görsel odaklı olması, okulunuzun estetiğini ve etkinliklerini göstermek için mükemmeldir. Stratejinizin %80’i burada olmalı.

Facebook (Topluluk Gücü): Genç nesil terk etse de, yerel “anneler grupları” ve “mahalle dayanışma grupları” burada çok aktiftir. Ayrıca büyükanne ve büyükbabalar da buradadır. Facebook’u daha çok etkinlik duyuruları ve yerel gruplarda paylaşım yapmak için kullanın.

YouTube (İkinci Adım): Eğer video içerik üretme kapasiteniz varsa (pedagog söyleşileri, okul turları vb.), YouTube harika bir kütüphanedir. Ancak başlangıç için zorunlu değildir.

2. İçerik Stratejisi: %80 Değer, %20 Tanıtım
En büyük hata, sürekli “Kayıtlarımız Başladı”, “İndirim Var” görselleri paylaşmaktır. Sosyal medya bir sosyalleşme yeridir, kimse reklam izlemek için oraya girmez.

%80 Değer ve Hikaye Odaklı İçerik:

Eğitimden Kareler: Süreç odaklı sanat çalışması yapan (Bkz. Yazı 12) çocukların elleri, bahçede çamurla oynayan ayaklar… “Bizde eğitim böyle eğlenceli” mesajını verin.

Faydalı Bilgiler: “2 yaş sendromuyla başa çıkma ipuçları”, “Evde yapılabilecek 3 Montessori etkinliği”. Velilere uzmanlığınızı gösterin ve onlara fayda sağlayın.

Öğretmen Tanıtımları: Öğretmenlerinizin kısa videolarını veya fotoğraflarını paylaşın. “Ayşe Öğretmen’in en sevdiği çocuk kitabı nedir?” gibi samimi içerikler güven kurar (Bkz. Yazı 15).

%20 Tanıtım ve Satış Odaklı İçerik:

Kayıt dönemi duyuruları, açık kapı günü davetiyeleri ve okulun fiziksel imkanlarını gösteren profesyonel tanıtımlar.

3. KVKK ve Etik: Çocukların Yüzü Görünmeli mi?
Bu, sosyal medya yönetiminin en hassas konusudur.

Yasal Zorunluluk: Çocuğun yüzünün açıkça göründüğü hiçbir fotoğrafı, velisinden yazılı ve ıslak imzalı izin almadan paylaşamazsınız. (Bkz. Yazı 21 – Kayıt Formu).

Etik Duruş: İzin alsanız bile, çocukların mahremiyetine saygı duymak modern bir yaklaşımdır. Pek çok kaliteli okul artık çocukların yüzlerini doğrudan paylaşmak yerine;

Etkinlik yapan elleri,

Bahçede koşan çocukların arkadan çekimlerini,

Yüzlerin üzerine sevimli stickerlar koyarak yapılan paylaşımları tercih etmektedir.

Bu yaklaşım, çocuğun güvenliğini önemsediğinizi gösterir ve veliler tarafından takdir edilir.

4. Etkileşim: Takipçilerinizle Konuşun
Sosyal “medya”nın ilk kelimesi sosyalliktir. Bir fotoğraf atıp kaçmayın.

Gelen her yoruma (bir emoji bile olsa) mutlaka yanıt verin.

Hikayelerinizde (Stories) anketler yapın (“Bugün hava yağmurlu, sizce biz içeride miyiz dışarıda mı?”).

Velilerinizi (izin alarak) ve öğretmenlerinizi etiketleyin.

Sosyal medya, okulunuzun vitrini değil, okulunuzun salonudur. Velileri o salona davet edin, onlara çay (faydalı içerik) ikram edin ve sohbet edin. Kayıtlar, bu sohbetin doğal bir sonucu olarak gelecektir.

 

 

 

 

Ne sıklıkla paylaşım yapmalıyım?

Nicelikten çok nitelik önemlidir, ancak "istikrar" anahtardır. Haftada 3-4 kaliteli gönderi (Post/Reels) ve her gün aktif Hikaye (Story) paylaşımı ideal bir dengedir. Hikayeler, okulun "yaşadığını" gösteren en güncel alandır, ihmal etmeyin.

Takipçi satın almak mantıklı mı?

ASLA! Bu yapabileceğiniz en büyük hatadır. Satın alınan takipçiler bot (sahte) hesaplardır. Gönderilerinizi beğenmez, yorum yapmaz ve en önemlisi çocuğunu sizin okulunuza kaydettirmez. Ayrıca Instagram algoritması bunu fark eder ve hesabınızın görünürlüğünü düşürür (Shadowban). 500 gerçek veli, 10.000 sahte takipçiden değerlidir.

Reels videoları çekmek zorunda mıyım?

Zorunda değilsiniz ama şiddetle tavsiye edilir. Şu an Instagram algoritması video içeriklerini (Reels) fotoğraflara göre çok daha fazla kişiye, hatta sizi takip etmeyenlere bile ulaştırıyor. Okul mutfağından çıkan dumanı tüten bir çorba, bahçedeki yaprakların hışırtısı gibi basit videolar bile çok etkili olabilir.

İçerik fikirlerini nereden bulabilirim, tıkanıyorum?

İçerik takvimi hazırlayın. Pazartesi: Sendromsuz Pazartesi (Mutlu çocuk videosu), Çarşamba: Uzman Görüşü (Öğretmenden bir ipucu), Cuma: Haftanın Özeti (Etkinlik kolajı). Ayrıca Pinterest ve yabancı anaokulu hesaplarını takip etmek size harika fikirler verecektir.

Profesyonel bir sosyal medya ajansıyla çalışmalı mıyım?

Bütçeniz varsa evet, ancak şart değildir. Bir ajansın görselleri "güzel" yapması, okulunuzun "ruhunu" yansıtabileceği anlamına gelmez. Bazen elinizdeki telefonla çektiğiniz samimi bir an, ajansın hazırladığı süslü bir tasarımdan daha çok etkileşim alır. Başlangıçta, teknolojiye yatkın bir öğretmeninizi veya idari personelinizi bu konuda görevlendirebilirsiniz.